Uluslararası Okuryazarlık Günü, UNESCO tarafından 26 Ekim
1966’da UNESCO Genel Konferansı’nda ilan edildi, 1967 yılından beri her yıl 8
Eylül’de uluslararası düzeyde kutlanıyor. Okuryazarlığın bireyler ve toplum için
önemini vurgulamayı amaçlayan bu günün değeri, üstünden çeyrek asır geçtikten
sonra çok daha farklı bir yöne doğru evrildi.
50 yıl önce kişilerin okuma-yazma bilmeleri yeterliydi. Bugün ise bireysel ya da toplumsal olarak çok çeşitli alanlarda bilgi sahibi olmamız ve bu bilgileri günlük karar alma süreçlerinde kullanmamız önem kazandı. Bugün pek çok okuryazarlık türünden bahsediyoruz. Bilimsel okuryazarlık, ekolojik okuryazarlık, dijital okuryazarlık, medya okuryazarlığı bunlardan sadece bazıları.
BİLİMSEL OKURYAZARLIK NEDEN ÖNEMLİDİR?
Eğlenceli Bilim olarak bugünü bilimsel okuryazarlık çerçevesinde kutlamak istedik. Çünkü bilimsel okuryazarlığın önemini her gün bireysel ve toplumsal düzeyde daha çok hissediyoruz. Son 1,5 yıl içinde yaşadığımız küresel salgın döneminde bilim okuryazarlığının ne kadar kritik önemde olduğunu bire bir hepimiz yaşadık. Önce virüsün nasıl bulaştığını anladık ve maske-mesafe kurallarını hayatımıza aldık. Daha sonra aşılar üretilmeye başladı. Aşı olma kararı da bizlerin bilimsel bulgular ışığında aldığımız bir karardı. Birçok komple teorisi üretildi. Bu teorilerin neden inandırıcı ve doğru olmadığı sonucuna varmamızda, yine bilim okuryazarlığı düzeyimiz belirleyici oldu.
Salgın döneminde yaşadığımız gibi, bilimsel okuryazar yetişkinler olarak bilimsel bilgileri karar alma süreçlerimizde kullanırken temel bazı adımlardan geçiyoruz. Bilim ve bilimsel konular hakkında temel düzeyde bilgiye sahibi oluyoruz. Daha derin bilgi edinmemiz gerektiğinde, o bilgiye ulaşmanın yollarını biliyoruz. Kendi yaşamımız, toplum ve üzerinde yaşadığımız gezegenimiz için karar almamız gerektiğinde, bu bilimsel bilgi ve bilimsel süreçlerden yararlanarak bir sonuca ulaşıyor ve harekete geçiyoruz.
Peki, çocuklar söz konusu olduğunda bilimsel okuryazarlık kavramını nasıl ele almalıyız?
BİLİM OKURYAZARLIĞI VE ÇOCUKLAR
Hepimiz çocuklarımızın sorumlu, sorgulayan, paylaşımcı ve karar alma süreçlerinde bilimsel yolları takip eden bireyler olmalarını isteriz, değil mi? Çocuklarımızın doğal olayların nedenlerini anlama, sosyal konulara yönelik karar verebilme, kendi yaşamları ve toplumsal yaşamı etkileyen durumları anlama yetkinliklerini artıracak öğrenme ortamlarını sağlamak da biz yetişkinlerin sorumluluğu.
Öncelikle okul öncesinden başlayarak bilim eğitimi ve fen bilimleri derslerindeki öğrenme ortamlarını bu kavram üzerine inşa etmemiz gerekir. Bu öğrenme ortamlarını üç temel hedeften yola çıkarak tasarlamamız gerekiyor:
- çocukların günlük deneyimleri içinde, bilimsel konulara yönelik sorular sormalarını teşvik etmeli,
- bu soruları yanıtlamak için doğru bilgiye ulaşma becerilerini geliştirmeli,
- bilgiye ulaştıktan sonra elde ettikleri veri ve bulgulardan hareketle karar verme süreçlerini desteklemeli.
Bizler de programlarımızı ve deney setlerimizi geliştirirken bu üç temel hedefi öncelik olarak alıyoruz. Sizler de çocuklarınızın bilimsel okuryazarlıklarını geliştirmek isterseniz, Evde Bilim deney setlerimizi inceleyebilirsiniz. Evde Bilim deney setleriyle tanışmak için tıklayın.